Öksüren Çocuk

Okul çağı öncesi çocuklarda öksürüğün en sık nedeni viral üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır.

Çocuklarda tekrarlayan öksürük ciddi hastalıkların belirtisi olabilir.

Öksürük kendi başına bir hastalık değildir. Akciğer enfeksiyonları, akciğer hastalıkları ve üst solunum yolu enfeksiyonlarının bir bulgusudurÖksürük kriz şeklinde geliyor ise, ateşle beraber seyrediyorsa, günlük aktiviteleri ve gece uykusunu etkiliyorsa doktora başvurulmalıdır.

Öksürük, bronşlarda hava yollarında bulunan reseptörlerle ortaya çıkar. Oradaki mukusu ve yabancı cismi atmaya yönelik refleks faaliyete geçerek öksürüğü uyarır. Çocukların doktor ziyaretlerinin yüzde 70 nedeni öksürüktür. Grip, soğuk algınlığı gibi bir enfeksiyonlarda öksürük süresi genelde 10 -14 gün arasındadır. Bir çocuk senede 10 kez grip, nezle, soğuk algınlığı gibi nedenlerle hasta olur. Enfeksiyonlarda 10-14 gün arasında öksürür

Öksürüğün karakteri, eşlik eden diğer bulgular tanı aşamasında önem taşır. 1 aydan 1 yaşına kadar olan süt çocukluğu döneminde de viral üst solunum yolu enfeksiyonları, gastroözofageal reflü, zatürre, bronşiyolit gibi alerjik yapıyla ilişkili problemler öksürüğe neden olabilir.

Okul çağı öncesi çocuklarda öksürüğün en sık nedeni yine viral üst solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Reaktif hava yolu hastalığı dediğimiz alerjik yatkınlığı olan çocuklarda çok sık öksürük olur. Yabancı cisim aspirasyonu da sürekli öksüren, özellikle de öksürüğün ani başladığı çocuklarda mutlaka akılda tutulmalıdır. Örneğin çocuk yemeğini yerken bir pirinç parçası ya da bir kuruyemişi yerken fındık parçası, fıstık parçasını akciğerine aspire ettiği zaman o bronşlarda durarak sürekli öksürüğü uyarır.

Sonuç olarak öksürüğü tetikleyen ve sıklıkla görülen etkenler enfeksiyon ve alerjik yatkınlık olarak sayılabilir.

Çocuk olan evlerde sigara içilmemesi gerekir. Sigara dumanı, solunum yolunun koruyucu mekanizmalarını bozmakta, balgam üretimini artırmaktadır. Öksürükte bol su içilmesi balgamın daha kolay atılmasını sağlar, özellikle kış aylarında iç mekanlardaki havanın kuru olması solunum yollarının kuruluğuna, mukus kıvamının artmasına yol açar. Soğuk buhar, solunum yollarındaki iltihabi reaksiyonu çözmede daha etkilidir, böylece öksürüğü rahatlatır. Ancak, çoğu çocukta görülen buharın olumlu etkisi, alerjik hırıltısı olan çocuklarda görülmeyebilir.

Burun tıkanıklığı, akıntısı olan çocuklarda öksürük çok sık rastlanan bir semptomdur. Burunda fazla miktarda üretilen mukus, boğazın arka kısmına akarak özelikle yatarken artan öksürüğe sebep olur.

Ailelerin öksürük ilacı adı altında piyasada bulunan ilaçları, çocuklarına hekim önerisi olmadan vermemeleri gerekir. Öksürüğü kesmek için ilaç verilmesi mantıklı değildir. Öksürük bir reflekstir, vücudun solunum yollarını temizleme ihtiyacı olduğu anlamına gelir. Diğer tip ilaçlar ie balgam söktürücü ilaçlardır. Bu ilaçların bir özelliği de balgamı arttırmalarıdır. 6 aydan küçük bebeklerin öksürükleri efektif olmadığı için balgam ile tıkanabilirler.

Kategori: Çocuk Sağlığı

İştahsız Çocuk

Her çocuğun kendine özgü gelişim hızı olduğunu ve bu kapasitenin büyük oranda genetik özellikler taşıdığını unutmamak gerekir. Doğum anındaki boy-kilo ve fizik kapasitenin çocuğun ileri yaşlarda erişeceği boy ve kilo için önemli ip uçları verir.  Bu açıdan çocuğun gelişiminin izlenmesinin büyük önem taşır. Çocuğun büyümesinde duraklama olup olmadığı izlenmeli, anne-çocuk arasındaki iletişime bağlı olarak beslenmesi değerlendirilmelidir.

Yemek seçici olarak tanımlanabilecek çocuklar, birkaç besin dışında değişik besin yemeyen ve yeni besine karşı ilgi göstermeyen çocuklardır. Bu tip çocukların bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde değişik besinlere alıştırılmamış çocuklar olduğu kanısı yaygındır. Bu nedenle bebeklere altıncı aydan itibaren her türlü besin küçük miktarlarda verilerek alıştırılmalıdır. Bir yaşına kadar tüm besinlerle tanıştırılmış çocukların daha az seçici oldukları bildirilmektedir.
Yemek seçici olarak tanımlanmış bir çocuk yeni besine alıştırılırken, önüne o besin konulmalı; fakat yemesi için ısrar edilmemelidir. Çocuğun besini tekrar tekrar görmesi ve küçük bir parça denemesi sağlanmalıdır. Çocuk, besini ilk tattığında hemen ağzından geri çıkarabilir. Bu durumda telaş edilmemelidir. Katı besini ilk defa tadan çocuklar, ne yapacaklarını bilmediklerinden besini dilleri ile dışarı iter. Bu, çocuğun besini beğenmediği anlamına gelmez. Besin, miktarı küçültülerek yeniden verilir. Çocuk ısrarla besini reddediyorsa, bırakılmalı, aradan bir kaç gün hatta bazen hafta geçtikten sonra yeniden denenmelidir. Çocuk, 1.5 yaşından sonra kaşık tutmaya başlayabilir. Yemek yerken çocuğun eline kaşık verilmeli, yemeğini kendisinin yemesi için yardım edilmeli, ancak bir taraftan da anne yedirmelidir. Çocuğu için çeşitli besin karışımlarından ezme hazırlayan anneler, yemeği çocuğa vermeden önce tatmalıdır. Tadı hoş olmayan besini çocuğun yemesi beklenemez.

Çocukların tabağına konan yemek miktarı da çocuğun iştahını etkileyen bir etmendir. İştahsız çocuk, tabağına konulan yemeğin miktarı fazla ise öğürme hissi duyarak iştahını baskılayabilir. Yemekler tabağa küçük miktarlarda konulmalı, çocuğun yemeğini bitirme hazzını yaşaması sağlanmalıdır. Her defasında zorlanarak tabağındaki yemeği bitiren çocuklarda ‘yemek fobisi’ gelişebilir. Bu gibi durumlarda yemeğin miktarı azaltılırken yoğunluğu arttırılabilir. Şeker ve yağ oranları arttırılarak çocuğun enerjisini tamamlaması sağlanmalıdır. Alınan enerji yetersiz olduğunda protein de enerji için kullanılacağından, çocuğun büyüme ve gelişmesi için yeterli protein alınamamış olur.

Unutulmamalıdır ki, okul öncesi dönem çocuğu besin seçicidir. Her besini iştahla yemez. Sevdikleri oldukça sınırlıdır. Aile çocuğun sevmediği yemekleri sofraya koyarak onun görmesini ve öğrenmesini sağladığı sürece, çocuk ileri yaşlarda bu yemekleri severek yiyecektir. Tekrar tekrar aynı yemeği gören çocuk, genellikle bir süre sonra kendiliğinden yemeği tatmak ister. Et, bu yaşlarda büyük parçalar halinde tüketilemez. Bu nedenle genellikle kıyma şeklinde kullanılır. Anneler çocuklarının bonfile, pirzola vb. et tüketmelerini istiyorlarsa, iyi pişirilmiş olmalarına dikkat etmelidir. Etler büyük parça olarak pişirilirse, çocuğa verilirken çok küçük parçalara bölünmelidir. Çocuk, büyük parça eti ancak 7-8 yaşlarında rahat yiyebilir.

Çocuğun yemek yerken iyi gözlemlenmesi gerekir. Yemekle ilgili hiçbir uyarının çocuk yemek yerken yapılmaması da önemli bir noktadır. Yemek yerken çocuklara ısrarda bulunulmamalıdır. Israr edilen çocuk, kendisi yemek yemeyi öğrenemez. Çocuklar grup içinde ve anneden ayrı olduklarında daha farklı davranış sergiler. Evde hiç yemediği bir yemeği, yuvada arkadaşları ile birlikte iştahla yiyebilir. Yuvaya giden çocukların yemek yemeleri ile ilgili davranışları yuva öğretmenlerince, annelerin işbirliği ile değerlendirilmelidir.

Kategori: Çocuk Sağlığı

Hiperaktivite ve Dikkat Eksikliği

Hiperaktivite bir öğrenme bozukluğu değil, öğrenmeyi bozan bir davranış sorunudur. Bir başka deyişle, hiperaktivite  davranış sorunlarına olabilen bir “huy” özelliğidir. Bu huy özelliğini taşıyan çocukların beyinsel Hiperaktif çocuklar gereğinden fazla hareketlidirler, düşünmeden davranır ve dikkatlerini (ilgilerini çekmeyen konularda) birkaç dakikadan fazla yoğunlaştıramazlar. Hiperaktivite okul çağındaki çocukların %3-5’inde bulunan ve erkek çocuklarda daha fazla rastlanan bir problemdir. Hiperaktivite aile için olduğu kadar çocuğun kendisi içinde büyük bir stres kaynağıdır. Hiperaktif çocuklar genellikle davranışlarının dikkat dağıtıcı ve rahatsız edici olduğunu bilirler, fakat bu konuda ellerinden bir şey gelmez. Anne-babaların bunu anlamaları ve çocuklarına sevgi ve destek vermeleri gerekir. Anne-babalar hiperaktivitenin getirdiği zorlukları aşabilmek için çocuklarının doktoru, öğretmenleri ve danışmanlarıyla işbirliği yapmalıdırlar.

Hiperkativitenin Bulguları

Bu problemin belirtilerine, pek çok çocukta stres anlarında kısa sürelerle rastlanabilir. Hiperaktivitenin belirtileri genellikle çocuk yedi yaşına basmadan ortaya çıkar. Hiperaktif çocuklar dikkatlerini toplamakta zorlanırlar, davranışlarını düşünmeden gerçekleştirirler ve genellikle fazla hareketlidirler. Bazılarında ise, dikkat eksikliği ve düşüncesiz davranışlar olmakla birlikte aşırı hareketlilik yoktur. Aslında her çocuk zaman zaman bu şekilde davranabilir.; fakat hiperaktif çocuklar hemen her zaman böyle hareket ederler. Diğer yandan hiperaktif çocuğun kısa süreli işlerde ya da TV, bilgisayar oyunu  gibi eğlenceli işler sırasında çok dikkatli olduğunu gözleyebilirsiniz. Bu siz şaşırtmasın. Aşağıdaki liste çocuğunuzda hiperaktivite belirtilerinin bulunup bulunmadığını anlamanızda size yardımcı olacaktır. Eğer çocuğunuzda bu belirtilerin kayda değer bir kısmına rastladıysanız ve bu belirtiler 6 ay veya daha fazla sürdüyse gözlemlerinizi doktorunuzla konuşun.

Çocuklarda Dikkat Eksikliği Aşırı Hareketlilik Bozukluğunun Belirtileri

Hiperaktivite ön plandaysa,

  • Yerinde duramaz,
  • Oturması gerektiği halde oturamaz,
  • Yerli yersiz koşup tırmanır,
  • Aşırı konuşur,
  • Sessiz sakin oyun oynamakta güçlük çeker,
  • Her zaman bir şeylerle uğraşır,
  • Cevapları ağzından kaçırır,
  • Sırasını beklemekte zorlanır,
  • Olaylara yada konuşmalara müdahale yarıda keser.

Dikkat Eksikliği ön plandaysa,

  • Yönergeleri başından sonuna kadar takip edemez,
  • Dikkatini yaptığı işe veya oyuna vermekte zorlanır,
  • Evde veya okulda yapacağı işler ve aktiviteler için gereken malzemeleri kaybeder,
  • Dinlemez,
  • Detayları gözden kaçırır,
  • Düzensiz görünür,
  • Uzun süre zihinsel çaba gerektiren işleri yapmakta zorlanır,
  • Unutkandır,
  • İlgisi kolayca başka yönlere kayar.

Hiperaktivitenin Tanısı:

Birçok çocuk zaman zaman “hiperaktif” tanımına uygun davranışlar sergileyebilir; fakat “hakiki” hiperaktiflik 12 yaşın altındaki 20 çocuktan yaklaşık bir tanesinde görülür. Yine de çocuğunuzun hiperaktif olduğunu düşünüyorsanız bunu düşünmenize yol açan debepleri doktorunuzla konuşun. Hiperaktivitenin ilk işaretlerine çok ergen yaşlarda rastlanabilirse de tanı genelde çocuk okula başladıktan sonra konur. Bunun sebebi okul ortamının hiperaktif çocuklar için gerçek bir rahatsızlık kaynağı olması ve bu sorunun belirtilerinin sınıf ortamında daha fazla göze batmasıdır.

Hiperaktivite tanısı için özel bir test yoktur. Tanıya yönelik değerlendirmeler doktorun fiziksel problemleri ayırt etmek için ayrıntılı bir sağlık öyküsü almasıyla başlar. Doktorunuz size ayrıca ev ve okuldaki davranışlarıyla ilgili öğretmeninden yazılı formlarla bilgi isteyecektir. Doktorunuz ayrıca benzer belirtilere yol açabilecek başka sorunların olup olmadığını anlamak için çocuğunuzu muayene edebilir. Örneğin, bazı çocuklarda hiperaktivite ile beraber öğrenme güçlüğü veya davranış bozukluğu gibi bir başka sorunda bulunabilir. Bu gibi durumlarda doktorunuz her iki rahatsızlığın da tedavisini amaçlayacak  ve buna göre tavsiyelerde bulunacaktır.

Hiperkativite tanısı koymak zordur ve zaman alabilir. Sorunların kaynağı bulununcaya dek sabırlı olun ve çocuğunuza duygusal açıdan destek olun.

Hiperaktif Çocuğa Evde Yaklaşım:

Çocuğunuz için günlük bir program yapın. Çocuğunuzun uyandığı, yemek yediği, yıkandığı, okula gitmek için evden çıktığı ve yattığı saatlerin her gün belirli ve aynı olmasını sağlayın. Çocuğunuzu kalabalık alışveriş merkezleri gibi çok fazla uyarının bulunduğu ortamlardan mümkün olduğunca uzak tutmaya çalışın.

Hiperaktif çocuklar büyüklerinin dikkatini ancak yanlış bir şey yaptıklarında çekerler. Çocuğunuzu güzel sözlerle, kucaklayarak ödüllendirmeniz, olumlu davranışları için küçük armağanlar vermeniz çok önemlidir. Anne-baba, aile bireyleri ve arkadaşlardan gelen bu tür olumlu destek  ve sevgi çocuğunuzun kendini iyi hissetmesini sağlayacaktır. Büyükler hiperaktif çocukların davranışlarına çok zaman sinirlenir ve fiziksel cezalara dahi başvurabilirler. Dayaktan kaçınılmalıdır. Bunların yerine daha etkili disiplin teknikleri uygulayabilirsiniz. Örneğin çocuğunuzun hiperaktif davranışları sizi fazlaca rahatsız ederse, ona o ana için sırtınızı dönerek davranışına karşı kayıtsız kalın. Çocuğunuzun çok fazla heyecanlı veya hareketli olduğu anlarda başka bir aktiviteyle dikkatini dağıtmaya çalışın. Çoğunuzun çevresine yönelik tekmeleme, ısırma vs. gibi davranışlarına müdahale ederek engel olmanız gerekebilir. Onu sakinleşene kadar bir süre yalnız başına bırakmanız fikri cezalandırmadan çok daha iyi ve etkili bir yöntemdir. Davranışlarını çocuğunuzla sakin olduğu anlarda tartışın ve onun bu davranışlarının sonuçlarını anlamasını sağlayın.

Hiperaktif Çocuk ve Okul:

Sınıf yapısı ve kuralları hiperaktif bir çocuk için oldukça zorlayıcı olabilir. Çocuğunuzun öğretmeniyle işbirliği yapın. Öğretmen çocuğunuzun içinde bulunduğu zor durumu anladığında çocuğunuzun başarılı olması için daha fazla yardımcı olacaktır. Hiperaktif çocuklarla yeterince ilgilenilebilmesi için küçük gruplar daha elverişlidir. Hiperaktif çocukların kalabalık gruplar içinde dikkatlerini toplamaları oldukça zordur ve böyle gruplarda ilgileri kolayca dağılmaktadır. Bu çocukların bir diğer özelliği de çabucak sıkılmaları ve verilen ödevleri tamamlamak için sürekli motivasyona ihtiyaç duymalarıdır. Bu nedenle özel öğretmenler her zaman daha iyi sonuç veriri. Hiperaktif çocukların pek çoğuna özel bir hocayla yarım veya bir saatte okulda bütün bir gün içinde verilebilecek olandan daha fazlası verilebilmektedir.

Hiperaktif çocuklar da okulda en az diğer arkadaşları kadar başarılı olabilirler. Bir çocuğun hiperaktif olması asla onun yeterince akıllı olmadığı anlamına gelmez. Bu çocuklar düzensiz ve dikkatsiz olabilirler, fakat bu onların öğrenme yeteneklerinin olmayışından değil, hiperaktiviteden kaynaklanmaktadır. Gözönünde tutulması gereken bir nokta, hiperaktif çocukların önemli bir bölümünün öğrenme güçlükleri (okuma,aritmetik gibi) çektikleridir. Öğrenme güçlüğüne yönelik değerlendirme ve tedavilerin ayrıca planlanması ve bu konuda uzmanlaşmış eğitim uzmanlarıyla işbirliği yapılması gerekli olacaktır.

Hiperaktif Çocuklar Büyüdüklerinde Ne Olur?

İlaç ve psıkoterapi ,davranış tedavileri  sonrasında:

  • Çocuklar saldırgan davranışlarını bırakmayı veya azaltmayı genellikle arkadaş baskısı nedeniyle öğrenirler.
  • Yaş büyüdükçe bazı problemlerin üstesinden daha kolay gelmeyi öğrenirler (örneğin ilgilerini çeken bir şey üzerinde yoğunlaşarak ve ilgilerini çekmeyenlere önem vermeyerek).
  • Bazı çocuklar problemlerinin üstesinden gelmeyi öğrenirken, bazıları da  özellikle daha küçük yaşlardan itibaren şiddetli hiperaktif olanlar-ergenlik çağında ciddi davranış bozuklukları geliştirebilirler.
  • Hiperaktif çocukların çoğunluğu büyüdüklerinde iyi olacak, veya en azından idare edebilecek düzeye geleceklerdir.
  • Bazen, özellikle 6 yaşın altında, kısa dikkat süresi genel bir gelişim geriliğinin bir bölümüdür. Böyle durumlarda çocuk büyüdüğünde bunlardan kurtulacaktır. Çocuk genelde gelişim düzeyini yakaladığında dikkat edebilme yetisini de kazanacaktır.
Kategori: Çocuk Sağlığı

Çocuklarda Diş Çıkarma

Her ne kadar ilk diş genelde 6. aydan, hatta bazen bir yaştan sonra çıksa da 2. aydan itibaren görülmesi mümkündür.

Ender olarak bazen bebekler bir veya daha fazla diş ile doğabilir. Çok sallanıyorlarsa bunların çekilmesi gerekir, çünkü onları yutma olasılığı vardır veya emzirme esnasında sorun teşkil edebilir.

Genelde ilk çıkan diş ön taraftandır. Diş, diş etine yaklaştıkça o bölgede kızarıklık, şişlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen dişin çıkacağı bölgede ufak sıvı ile dolu bir oluşum da gelişebilir.

Bu kistik yapılar genelde zararsızdır ve özel bir girişime gerek yoktur. 20 adet süt dişinin tamamının çıkması genelde 3 yaşına doğru olur. Kalıcı dişler 6 yaş civarında çıkar.

Bazı dişler çıkarken diğerlerine kıyasla daha ağrılı olabilir. İlk çıkan diş, bazen en kötüsü olabilir. Bazen daha büyük azı dişleri de sorun çıkartabilir. Bir anda birden fazla dişin çıkması da mümkündür.

Birçok çocuk diş çıkarırken hiçbir sorun yaşamaz. Oysa bazıları önemli derecede sıkıntı çeker. Genelde diş çıkarma ile ilgili ağrı dalgalanma şeklinde gelir, gider ve başladıktan sonra birkaç dakika içinde geçer.

Diş Çıkarma Belirtileri Nelerdir?

Salya Akıtmak: Birçok bebek iki buçuk-üç aylıktan başlayarak salya akıtır. Diş çıkarma bunu bazı bebeklerde diğerlerine göre daha çok arttırmaktadır.
Çene ya da yüzde kızarıklık: Bol salya akıtan bir bebekte, çenede ve ağız çevresinde sürekli salya temasının yarattığı tahrişe bağlı olarak deride kızarıklık ya da çatlakların oluşması şaşırtıcı değildir. Bunu önlemek için gün boyunca periyodik olarak salyayı nazikçe silin, bebeğiniz uyurken akan salyayı emmesi için de yatak çarşafının altına bir havlu koyun. Deride kuruma belirdiğinde yumuşak bir deri kremi ile o bölgeyi sürekli nemli tutun.
Hafif öksürük: Aşırı salya bebeğin zaman zaman tıkanmasına ve öksürmesine yol açabilir. Bebeğiniz soğuk algınlığı, nezle ya da alerji belirtileri göstermiyorsa bunda endişelenecek bir durum yoktur. Bebeklerin dikkat çekmek ya da ses repertuarlarını zenginleştirmek için öksürüğü sürdürmeleri sık görülen bir durumdur.
Isırma: Bu durumda bir ısırık düşmanlık belirtisi değildir. Diş çıkaran bir bebek eline geçen her şeyi – bu kendi eli, annesinin memesi, yabancı birinin parmağı olabilir – ağzına sokarak dişetlerini rahatlatmaya çalışır.
Ağrı: Çıkmakta olan bir dişin baskısı altında dişetinde enflamasyon gelişir. Bu durum bazı bebeklerde dayanılmaz ağrılara yol açarken bazılarında hiç sorun oluşturmayabilir. İlk diş ve azı dişleri çıkarken en fazla sıkıntı yaratan dişlerdir.
Huzursuzluk: Enflamasyon arttıkça ve keskin diş yüzeye yaklaştıkça bebeğin dişetindeki ağrı sürekli bir hal alabilir. Kronik ağrısı olan herkes gibi sıkıntılı olabilir ve kendi normal halinden uzaklaşabilir. Bu huzursuzluk bazen haftalar boyunca sürebilir.
Beslenmeyi reddetme: Diş çıkarmakta olan bir bebek beslenmeyi reddedebilir. Katı yiyeceklere başlamış olan bir bebek bir süreliğine bu yiyeceklere karşı olan ilgisini yitirebilir. Ancak bu sizi endişelendirmemelidir. Çünkü bebeğiniz sıvı gıdalardan da gerekli besinleri alır ve dişi çıktıktan sonra iştahı yerine gelecektir.
İshal: Bunun diş çıkarma ile olan ilgisi çok şüphelidir. Bazı anneler her diş çıkardığında bebeklerinin ishal olduğunu söylerler. Bazı doktorlar büyük olasılıkla artmış tükürük salgısı nedeniyle diş çıkarmayla barsak hareketleri arasında bir bağıntı olduğunu düşünürler. Bazı doktorlar ise böyle bir bağıntının olduğunu kabul etmek istemezler; belki de annelerin her ishali diş çıkarmaya bağlayarak önemli gastointestinal bozuklukların göz ardı edilebileceğinden çekindikleri için böyle davranırlar. Diş çıkardığı dönemde bebeğinizin dışkısının sulu olabileceğini bilin, ama iki dışkılamadan daha uzun süren ishali mutlaka doktorunuza bildirin.
Ateş: Ateş de tıpkı ishal gibi doktorların diş çıkarmayla bağıntılı olduğu konusunda tereddütle yaklaştıkları bir belirtidir. Dişetlerindeki şişme nedeniyle 38 C°’nin altındaki bir ateş diş çıkarmaya eşlik edebilir. Yine de bebeğinizin ateşi varsa diğer zamanlarda ne yapıyorsanız öyle davranın ve iki günde azalmazsa doktorunuza haber verin.
Uykusuzluk: Gece boyunca deliksiz uyuyan bebekler bile diş çıkarırken gece uyanmaya başlayabilir. Bu durumda hemen onu beslemeye çalışmayın. Bunun yerine kendi kendine tekrar uyumasını sağlayın. Gece uyanma da diğer problemlerde olduğu gibi ilk diş ve azı dişleri çıkarken daha fazla görülür.
Dişeti Hematomu: Bazan çıkan bir diş dişetinde kanamaya neden olabilir, bu da mavimtrak bir leke olarak görülür. Bu hematomlar için endişelenmeye gerek yoktur ve tıbbi girişim gerektirmeden kendiliklerinden düzelirler. Soğuk kompres acıyı azaltıp iyileşmeyi hızlandırabilir.
Kulak Çekiştirme, Yanak Kaşıma: Dişetlerindeki ağrı sinir yolları boyunca kulak ve yanağa yansıyabilir. Bebeklerin kulak enfeksiyonu olduğunda da kulaklarını çekiştirdiklerini unutmamak gerekir. Bebeğiniz diş çıkarsa bile kulak enfeksiyonundan kuşkulanıyorsanız doktorunuza danışın.

Dişler Çıkarken Ne Yapmalı?

Onlarca denenmiş tedavi yöntemi vardır. Bazıları işe yarar, bazıları yaramaz.

Aşağıdakilerden bazılarını siz de deneyebilirsiniz.

Çiğneyecek Bir Şeyler Vermek: Burada besin değerinden çok dişetlerindeki basıncı rahatlatmak amaçlanmaktadır. Bu nedenle de çiğnenen şey soğuk olursa yararı artar. Dondurulmuş çörek, soğuk bir muz, veya havuç, bir tülbente sarılmış buz parçası, lastik bir diş halkası. Bebeğinize çiğnemesi için ne verirseniz verin mutlaka yanında bulunun ve oturur pozisyonda olmasını sağlayın.
Dişlerini Kaşıyabileceği Şeyler: Bazı bebekler başlangıçtaki acı nedeniyle itiraz edebilir. Fakat bir süre sonra acı yerini rahatlamaya bırakır.
Soğuk İçecekler: Bebeğinize bir biberon hafif soğuk su verin. Biberonu reddederse bardakla vermeye çalışın. Bu sayede bebeğinizin su ihtiyacını da karşılamış olur ve ishal veya artmış salyayla kaybettiği sıvıyı yerine koyarsınız.
Soğuk Yiyecekler: Buzdolabında soğutulmuş şeftali püresi, elma püresi, yoğurt, bebeğinize oda ısısındaki yiyeceklerden daha çekici gelebilir.
Ağrıyı Azaltacak Bir Şeyler: Başka hiç bir şey işe yaramazsa parasetamol işinizi kolaylaştıracaktır. Doz ayarlaması için doktorunuza danışın. Doktorunuz önermediği sürece bebeğinizin dişetlerine başka bir şey sürmeyin. Bunun içine alkollü içecekler de dahildir.

Kategori: Çocuk Sağlığı